24 Temmuz 2011 Pazar

kavanozun dibi


en büyük bağımlılığım kahve. günde en az iki fincan içmem lazım ki kendimi huzurlu hissedeyim. pek tabii ki en büyük belki de tek lüksüm de kahve. evde düzgün kahve içebilmek için french pressim var (ki bir dönem kahve makinası da vardı o zamanlar sanırım kişisel servetim biraz daha şişkindi. sonra ne olduysa makina bozuldu sonra da atıldı falan. düşün yani aradaki süreçte tamire götüremeyecek kadar fakirleşmişim. şaka şaka, annem çok konuşuyordu mutfakta fazla yer kaplıyor diye ben de bozulunca kovalamadım olayı. annem sonra benim olayı unuttuğumu sanarak atmıştı. zalımsın ana haın ana)
neyse işte gidiyorum kendime kahve alıyorum falan ve güzel bir kavanoza koyuyorum onu. az önce yine gittim kendime kahve yapmaya ve kavanozun dibindeki son kahvelik kırıntıyı aldım. bu görüntü beni hüzünlendiriyor. çünkü takriben yeni kahve almayı akıl etmem ve denk getirebilmem üç iş günü sürecek. bundan daha büyük hüzün yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...